27 Mayıs 2014 Salı

Photobooth

Modern Fotoğraf Çekme Kabinleri


Son günlerde sıkça duymaya başladık bu kelimeyi. Ünlülerin yaptıkları organizasyonlarda da kullanılınca baya popüler oldu.

Photobooth, dokunmatik ekranı ile organizasyonlarda konuklara fotoğraf çekilme ve anında baskı verme imkanları sunan, dış giydirilmesinden ses talimatlarına kadar tüm özellikleri müşterinin tercihine bırakan fotoğraf kabini. Bu kabinlerde farklı konseptlerle fotoğraf çektirme şansına erişebilirsiniz. Şapka, gözlük, maske, mesaj panosu, peruk, kostüm, vs kullanarak da fotoğraflarınızı eğlenceli hale dönüştürebilirsiniz.

Photobooth'u düğünlerinizde, ürün lansmanlarınızda, doğum günlerinizde, toplantılarınızda, özel partilerinizde, markanızı tanıtmak istediğiniz alışveriş merkezlerinde, fuarlarda, festivallerde açık-kapalı her mekanda kullanabilirsiniz.

Greenbox teknolojisi sayesinde Photoboot’un içinde fotoğraf çekilirken, çıkan baskıda hayal gücünüzün sizi götürdüğü yerde olabilirsiniz. Aynı kutunun içine girerek ister Çin’de ister Amerika’da, çölde, sahilde ya da ormanda olabilirsiniz.

Photobooth ile çektirdiğiniz fotoğrafları anında sosyal medyada paylaşma şansına da sahipsiniz.

Özel anlarınızda bu kabinlerde konuklarınızla fotoğraf çektirebilir, özel anlarınızı ölümsüzleştirebilirsiniz.



20 Mayıs 2014 Salı

Profesyonel Fotoğraf Çekmek İsteyenlere...

Kendimi bildim bileli, hem fotoğraf çekmeyi hem de çektirmeyi çok severim. Bu hevesimi ve ilgimi bilen biricik eşim, geçen yıl eşimin doğum gününde profesyonel bir fotoğraf makinesi-NIKON D3100 almıştı. Fakat o zamandan bu yana, makinemi tam anlamı ile etkin kullanamıyordum.  hem fotoğraf çekmenin inceliklerini öğrenmek,  hem de makinemi daha iyi tanımak için geçen hafta Kocaeli'deki tek fotoğraf kursu olan Kocaeli Fotoğraf Sanatı Derneği- KASK'ta kursa başladım. Kursu çok beğendin mi diye sorarsanız, cevap hayır. Bir kere dernek çok izbe bir apartmanın çatı katında. Asansörü bile yok. Kursun içeriği de çok tatmin edeci olmasa da, yeni bir şeyler öğrenmek her zaman iyidir mantığı ile devam ediyorum:)

Fotoğraf makinesi almak isteyenlerin kafasındaki en büyük soru işaretidir, hangi markayı alacaklarını belirlemek. Pazar payı en çok olan iki marka Nikon ve Canon. bu iki markadan her hangi birini tercih ederseniz, pişman olmazsınız.Yeni makine almak isteyenler için NIKON - CANON  farkını özetleyen neşeli karşılaştırmayı paylaşmak istedim.

 NIKON - CANON Farkı


  • Canon Hafiftir, Nikon Ağır 
  • Canon Yenilikçidir, Nikon Tutucu 
  • Canon Şakacı Ve Neşelidir, Nikon Ciddi Ve Hüzünlü 
  • Canon Süslüdür, Nikon Sade 
  • Canon Yalancıdır, Nikon Doğrucu 
  • Canon Delişmen Ve Duygusaldır, Nikon Akılcı Ve Gerçekçi 
  • Canon Gelişmelere Açık Ve Atılgandır, Nikon Tedbirli Ve Temkinli 
  • Canon Yamalı Bohçadır, Biraz Ondan Biraz Bundan Almayı Sever, Nikon Yekpare Gövdeleri Sever, Karışık Olaylardan Hazzetmez 
  • Canon Samimi Davranır, Sıcaktır, Nikon Cool’dur, Soğukkanlıdır 
  • Canon Detaylarda Boğulur, Nikon Detayları Kontrol Eder 
  • Canon Havayı Ve Suyu Sever, Nikon Ateşi Ve Toprağı 
  • Canon Modayı Takip Eder, Nikon Modadan Uzak Durur 
  • Canon Mandrake’dir, Nikon Ken Parker 
  • Canon Maceracıdır, Evde Durmayı Sevmeyenlere Benzer, Nikon Evcimendir, Ama Görev Bilinci Vardır, İstenen Yere Gidebilir 
  • Canon Risk Almayı Sever, Nikon Sağlam Gider 
  • Canon Alıngandır, Nikon Aldırmaz 
  • Canon Sabırsızdır, Nikon Sabır Taşı 
  • Canon Gevezedir, Nikon Fazla Konuşmayı Sevmez 
  • Canon Moderndir, Nikon Klasik 
  • Canon Aldatabilir, Nikon Vefalıdır 
  • Canon Reklama Önem Verir, Nikon Reklamı Sevmez 
  • Canon Sorumsuzdur, Nikon Sorumluluk Sahibi 
  • Canon Sarışındır, Nikon Esmer 
  • Canon 2 Boyutludur, Nikon 3 Boyutlu 
  • Canon Heyecan Vericidir, Nikon Sıkıntı Verir Biraz 
  • Canon Çok Eşlidir, Nikon Tek Eşli 
  • Canon Sayısal Verilere Tapar, Nikon Analog Verilere Güvenir 
  • Canon Bilimkurgu Ve Polisiye Edebiyatı Sever, Aşk Romanları Okur, Çizgi Romanlara Bayılır 
  • Nikon Klasiklerden Vazgeçmez, Deneme Kitapları Okur, Belgesel Filmlere Takılır 
  • Canon Picasso’dur Biraz, Nikon İse Balthus, 
  • Canon Quentin Tarantino’dur, Nikon Akira Kurosawa
Tavsiye edilen modelleri:

(benim makinem)

15 Mayıs 2014 Perşembe

Amasra


Karadeniz'in Şirin İlçesi


Yedigöller  gezimizde hızımızı alamadık kendimizi bir anda Amasra yollarında bulduk. Gitmişken de eski komşumuz Sabriye Teyze'ye de uğradık tabi:))

Amasra'yı kısaca tanıtmakla başlayalım o zaman...

13.yy 'da Cenevizliler tarafından ele geçirilen Amasra'ya, Fatih Sultan Mehmet 1460'da bir sefer düzenler. Şehre hakim bir tepeye geldiğinde de, hayranlığını belli eden meşhur sözü eder:"Lala, lala! çeşm-i cihan bu mola" der ve kaleye haber gönderir. "Bu kadar güzel bir yere zarar vererek almak istemem, şehrin anahtarını bana getirin" Bu sözler üzerine kale komutanı anahtarı Fatih'in bulunduğu tepeye getiri ve şehir savaşmadan teslim olur.  Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonra Karabük-Eflani yöresinde yaşayan Kıpçak Türklerini bu bölgeye yerleştirir.

Şehrin erkeklerin  yarısından fazlası maden ocaklarında çalışıyor. Geri kalanı da balıkçılık ve esnaflık yapıyor. Gelir düzeyi çok düşük, gönül zenginliği çok büyük olan insanlarla dolu bu şehir.
Ahşaptan yapılmış en sanatları oldukça fazla.  Hediyelik eşya satan bir çok dükkan bulabilirsiniz.
                                                     ve tarihi Amasra Kalesi...

  Şehir turundan sonra sıra geldi yemek yemeye:))
Şirin Amasra salatası:)) İçinde semiz otundan ıspanağa, pancardan renkli turplara kadar farklı lezzetleri bir arada yiyebileceğiniz lezzetli bir salata.
Biz bu şirin sahil kenti Amasra'yı çok sevdik. Yolunuz düşerse enfes balık restoranlarında yemek yemeden, özellikle Amasra salatasından  ve Roma  dondurmacısında dondurma yemeden dönmeyin...

8 Mayıs 2014 Perşembe

Yedigöller -"Yeşilin Her Tonu "

Tabiatın Büyüleyici Manzarası

Uzun zamandır gitmeyi planladığımız, fakat hava şartları nedeniyle sürekli ertelemek zorunda kaldığımız Yedigöller'e  sonunda gidebildik. 

Gitmeden önce forumlardan ve web sitelerinden yaptığım araştırmalarda  sadece yolun çok düzgün olmadığını  ve çok fazla yiyecek içecek mekan olmadığını yazmışlardır.  

Tedbir insanı olan ben her ihtimale karşı, minik sandviçler ve bir kaç içecek ve su alarak hazırlıklarımı tamamladım.

Doya doya gezmek ve günü öldürmemek için sabah 7'de yola çıktık. TEM' den Düzce'ye doğru hareket ettik. Düzce- Yığılca çıkışından  çıkıp, yaklaşık 2 kilometre gittikten sonra Yığılca yönüne dönmeniz gerekiyor. Yığılca'ya vardığımızda karşılaştığımız manzara muhteşem. Yol kenara ilk bulduğumuz cepte durarak, ilk fotoğrafımızı çektirdik:)




Yedigöllere doğru yola devam ederken iki ayrı şelale görmeniz mümkün. "Saklıkent" ve "Yoğunpelit" Şelalerini gezdik. Yolları çok kötü olsa da görülmeye değer.


Şelalerden sonra bol virajlı, stabilize ve yaklaşık 72 km yol aldıktan sonra  Yedigöllere ulaşıyorsunuz.  

Artık söz çektiğimiz fotoğraflarda...
                           
                            
                           





"Atmaca Seyir Terası"ndan yeşilin her tonunun kuş bakışı izleyebilirsiniz.



Yedigöller gezisine ait dipnotlar:
  • Yiyecek ve içecek alabileceğiniz hiçbir yer yok. Mutlaka tedariklli gitmelisiniz.
  • Milli Park olmasına rağmen, mangal yapmanıza izin veriliyor. Yanımızda malzemeler olmadığı için çok pişman olduk:(
  • Telefonlar, Yığılca'dan sonraki yol boyunca ve Yedigöller' de çekmiyor. İhtiyaç halinde iletişim kuracağınız hiçbir araç yok. (Döner dönmez konuyu Kültür Bakanlığı'na yazdım)
  • Çadır dışında konaklama yapabileceğiniz bir tesis yok. Dilerseniz  Milli Park Alanı içinde çadır kurabiliyorsunuz.